eveeeet, en yakın arkadaşlarımdan birinin daha düğünü bitti, gitti.. hem de birbirimize "hanım" derken, başkasının hanım'ı oldu şimdi...
düğün süperdi, ayrıntıya girmiycem, parti tadındaydı zaten, o yüzden rahat ve eğlenceliydi.
değil evlenen kişi olmak, nedimyeken bile kalbimin nasıl yerinden çıkmak üzere olduğunu anlatamam. hele sıra konuşma faslına gelince, orda düşüp bayılıcam sandım. neyse ki saçmalamakla birlikte sağ salim inebildim o merdivenlerden. kimi zaman arkadaşlarının yanında bile konuşmakta zorlanan biri olarak 160 kişinin önünde konuşmak çok zor bi işti...
ve gecenin asıl derdi. topuklu ayakkabılar. hadi kıyafeti geçtim tamam. ama aklı birazcık başında, beyni çalışan ve bunun yanında mazoist duygular içinde olmayan hiç bi kadın topuklu ayakkabı giymez kardeşim.. 5-6 saat boyunca topuklu ayakkabıların tepesinde ordan oraya koşturmamış hiç bi insan bana bunun tersiye gelmesin. (kardeş falan demem saldırırım) o nasıl bir acıdır, o nasıl bir işkencedir.. ayakta dikilirken ağırlığını bi o ayağına bi bu ayağına vermek mi... dur iki dakika oturiyim sızlıyor ayaklarım derken sonra ayağa kalkınca daha çok acıması mı.... bütün kadınlar birbirlerine nasıl canlarının yandığını anlattı gece boyunca, kesik kesik.(ben de dahil) sanki anlatınca acı azalıyor. çıkart kardeşim çıkart, kirlensin güzelim pedikürlü ayakların ne olucak. her neyse, gecenin sonuna doğru, alkolün de etkisiyle yavaş yavaş atıldı o çin işkencesi malzemeleri.
tüm bunların yanında sorunsuz ve çok eğlenceli, bol alkollü, müzikli bir gece geçti.
ne diyim darısı umutsuzların başına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder