19 Eylül, 2010

son 1 hafta çok yoğun geçti. böyle zamanlarda ne yaptım ne ettim hepsi bi şekilde birbirine karışıyor. yahu ne yoğun haftaydı serzenişime birisi gelip "eee neler yaptın?" dese vericek cevap bulamam, öyle siliyorum hafızamı.

ve evet şimdi de geçen haftanın nasıl geçtiğini hatırlamıyorum tabii ki, çok da umrunda olmaz zaten kimsenin. ama bu hafta, hele şu cumartesi gecesi evde biramı yudumlarken aklımdan binlerce kere geçen bişeyi buraya kaydetmek istiyorum.

zamanının tamamını bu kadar yoğun geçiren insanlar nasıl yaşıyolar acaba?

hani keyifli şeyler yaparsın, o yüzden yoğun olursun eyvallah. ama kimi zaman da yapmak zorunda olduğun için bi çok şeyi yapıyosun, zamanını işgal ediyolar ve seni de yoruyolar. o zaman nne geçiyo akıldan acaba? ben hiç bi zaman vaktimi akıllıca kullanan, bi güne tonla iş sığdırabilen, her an bi yerlere koşturabilen biri olmadım. en ufağından bi iş yapıcaksam bile kendimi ona ikna edene kadar günler geçer, aklımı o yapıcağım işe hazırlayana kadar da bi ayrı günler geçer. sonra ender olarak beceririm o işi. büyük tembelim yani. evde günlerce dursam zerre sıkılmam. sıkılsam sıkıldığımdan sıkılır üstüne de yine boş boş dururum. (ne dedim acaba?)

büyük tembelim kısacası. neyse; bu vaktini devamlı sosyalleşerek, oradan oraya koşturarak geçiren insanlara şaşırdım ben bu hafta, demek istediğim o. bunu nasıl yapabildiklerini aklım almıyor, almasını denesem de haftalar sonra anca başarabilirim muhtemelen bunu.