24 Nisan, 2013

rüyamda mila jovovic'le aynı teknede denizleri geziyorduk. sadece ikimiz ve bir orta yaşlı amca vardı. mila ablanın ev sevdiği şey tahir ismini verdiği bir yunusla suya atlayıp oyunlar oynamaktı. ama tahir yunus üstü çıplak, belden aşağısına plastikten yunus kuyruğu giyen bıyıklı bir amcaydı. mila abla da öyle yapıyordu zaten.

biraz sıkıcı bi tekne gezintisiydi. mila abla tahmin ettiğim kadar eğlenceli bi insan değildi. hayalkırıklığı.

19 Nisan, 2013

hep aynı şey oluyo. ama hep! ne zaman bi arkadaşımın bloğunu okumaya başlasam yazasım geliyo. bi cümle, bazen bi kelime aklıma bişeyler getirip yazı yazdırıyor bana.
eksiden çok yazardım. ama o zamanlar çok okurdum da. günlük yazardım, söylenirken yazardım falan. demek ki okumak ve yazmak doğru orantlılı.

bloğunu okuduğum arkadaşım eski ama bir şekilde tembellikten artık görüşmediğim bi arkadaşımsa okurken aldığım keyif bi başka oluyo.
artık instagram var, facebook var. orda arkadaşlarımızın hayatlarına kısmen de olsa vakıf olduğumuz için konuşma, görüşme ihtiyacı hissetmiyoruz fazlaca. geçenlerde buna çok takmıştım, ama sonra mevzu canımı fazlasıyla sıktığı için takmamaya karar vermiştim. bence hala içten içe takıyorum buna.
o yüzden eski arkadaşlar candır diyorum. yenileri de candır ama eskiler daha bi candır.

kaşe market

her aradığımda ''tamam kardeşim, tabii kardeşim.'' diyen bir bakkalımız var kadıköy'de. birisinin sana ''tamam efendim, tabii efendim.'' demesinden çok daha iyi.

12 Şubat, 2013

çok kuaföre gitmeyen birisi olarak artık zamanı geldi dedim ve sokağa attım kendimi. yürürken tabelasını gördüğüm dükkanda saç kesimi 30 lira yazıyodu. ''oha saç kesimi 30 lira mıymış lan!'' deyip başka bi yere girdim ama mal olduğum ve nedense para konuşurken hep utandığım için fiyatı sormadım.
saç yıkama zımbırtısına oturduğumda cesaretimi toplayıp ücreti sorabildim, 50 liraymış. ''hay amına koyyim, salak ben.'' dedim içimden.
neyse saçı kestirdik, istemesem de saç kesen amcanın kıyağıyla fön de çekildi. bi de nerdeyse saçlarım kuru olduğu için vermek istedikleri serum gibin bişey almak üzereydim ki ''hayır!'' diyerek kuaförden gururla uzaklaştım. bu da böyle bi anımdı.

30 Ocak, 2013

bugün duştan çıkınca panik atak geçiricem gibi oldum. böyle ellerime sebepsiz bi sıcaklık falan geldi. dur dedim, bayılırsam ve birileri beni bulursa havluyla uygunsuz pozisyonda yakalanmayayim, hop hemen giyiniverdim. halbusi havluyla bi sigara içme geleneğim var, hayat böyle saçmalıyo arada.

29 Ocak, 2013

pamuk cüce ve yedi prenses

dev hizmet!

eskiden bi site vardı, pamucuce.com diye. deniz kutlukan diye biri yazardı. daha blog neymiş, internetlerde günlük tutmak nasıl bişeymiş falan haberimiz yok ama bilgisayar diye bi teknoloji evimize girmiş evet.

bi arkadaşım göstermişti siteyi, sonra da hayranı olmuştum. okurdum sık sık, baştan sona kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum bile. sade ve çok komikti. saçmaydı bi de. çok güzeldi bu yüzlerden. hala kendi yazılarımda etkisini görürüm. sonra kapandı site. aradan 13 sene geçti hala ara ara bakarım açılmış mı tekrar diye. açılmadı hiç.

neyse az önce sitenin tamamının google doc halini buldum. delinin biri sanıyorum ki archive.org'dan bulmuş, tek tek kopyalamış girdileri sağolsun.

işbu ileti de o dökümanın linkini vereyim diye yazılmış bulunmaktadır.

link ne kadar sağlam kalır bilmiyorum ama bilgisayarımın en güzide yerinde bulunmaktadır kendisi. bir şekilde bu yazıya ulaştıysanız ve link çalışmıyorsa mesaj yazınız, hemen göndereyim dosyayı.

https://docs.google.com/file/d/16kWBo_Pl7I91wUFi4DKmnR6aZy7ksDtIeCIZYRr8xnqagPYH4VNEGRpTyKvh/edit?fb_source=message&pli=1