13 Aralık, 2012

bugün evde yine canımın çoook fena sıkıldığı bir anda uzun zamandır aklımda olan fotoğraflarımı düzenleme işine girişmeye karar verdim. hep diyorum, hayatımda son derece düzensiz olmama rağmen dijital yaşantımda baya çekili ve düzenli bir insanım nasılsa. tabii bu düzen yine benim aklımın çalışma şekline göre ve aslında dağınık bir düzen (hayır o içinden geçirdiğin cümle kilişesine girmiycem) ama yine de bence düzenli işte.

fotoğraflarımın tamamı artık mini usb kablosunun çok da sağlam olmadığının sinyallerini veren bir harddiskte duruyor. bilinçli bir teknoloji seveni olarak hepsi benim için tek tek önemli oldukları için onların o minicik kutu içinde tek yedek olarak durmalarına gönlüm el vermiyor tabii. bu sebeple bütün müzik, film ve fotoğraf arşivim için öncelikle sevgili kucak bilgisayarıma genişçe bir harddisk aldım. aslında kendisini takmak çok kolay olmasına rağmen bilgi eksikliği sebebiyle 1 hafta boyunca önce diski bilgisayara gösteremedim. sonra bir arkadaşımın verdiği akılla aydınlanıp önce bu sorunu bertaraf ettim.

akabinde o bahsettiğim harici diskteki müzikleri aldım içeri. onları biiiir güzel kopyaladım kucağa. hatta öyle bir çılgınlık yaptım ki o harddiskteki itunes yedeğinden senelerce 3 yıldız 5 yıldız şeklinde işaretlemiş olduğum parça bilgilerini bile çağırabildim, playlistlerim de cabası. böylece geçtiğimiz 3 sene içindeki bütün müzik külliyatımı edinmiş oldum. ha aynı şeyi bir daha yap dersen yapamam, üstüne de çok fena küfür ederim ama becerdim mi becerdim.

bu müzik işini bitirmiş olmanın verdiği rehavetle önce 1 hafta boyunca fotoğraf falan umursamayıp o tek tek yıldız verdiğim parçaları dinledim tekrardan. eski arşivime kavuşmuş olmanın verdiği gazla günlerce müzik dinledim de dinledim yani. ne özlediğim albümler varmış meyersem. adeta müzik pınarı!

neyse, elimde yaklaşık olarak 2003 yılından 2012 yılına fotoğraflar var. aslında önceden üstünkörü düzenlemiştim ama derinlemesine girmemiştim tabii ki. nasıl yapsam da etsem diye başladım tek tek dosyaları dolaşmaya. bu sefer sadece düzenlemek değil gereksiz, net olmayan, tekrarı bol olan tüm fotoğrafları silmek de derdindeyim. e mecburen bütüüün dosyaları da tek tek dolaştım bunun için tabii. velhasıl kelam biten sigaram, içilemeyen kahvem ve 6 saat sonunda 2003 yılından 2008'e gelebildim. bu süre içerisinde öyle çok anıyla doldum ki şu anda aklım da anılarım da karman çorman. uyuduğumda ne rüya görüceğimi çok merak ediyorum. 6 saat içinde hayvan gibi mutlu olduğum saniyeler de oldu, bunalıma girdiğim saniyeler de. bunca hissi, bunca insanı ve bunca eskiyi bu kadar kısa sürede geçici de olsa hafızama almak ilginç geldi bünyeme. şu anda kafamın içindeki geçici belleği boşaltabilsem derdindeyim ama nasıl yapabilirim bilmiyorum.

bu işten sonra sıra şunda: gönüllü bir şekilde kanepede uyuyakaldığım bir sabah aslında her yağmur yağışında bir yerlerinden su sesi duyduğum salonda bu sefer su sesinin daha net ve yakından geldiğini farkettim. bir baktım ki sonunda üst katın terası benim sevgili bilgisayar masama damlıyor da damlıyor.. masanın üstü göl olmuş bile. zaten olucaktı biliyordum ama damarlarımda sirküle eden asil türk kanı ''benim başıma gelmez'' deyip duruyordu. maddi bir hasar olmasa da masanın hemmmen altındaki prize suyun gelmemiş olması yüzüme bir gülücük kondurduverdi hemen. masayı çektim, havluyu kaptım, şalteri kapatmayı unuttum, prizi iptal ettim ve masanın altında derme çatma bir şekilde duran 5.1 ses sistemimi bir hışımda yerinden ettim. işte şimdi sıra o derme çatma kablolarla bağlı ses sistemini halletmekte. çünkü aslında sub-bası farklı bir sistemden, kolonları da başka bir sistemden olan bu toplama karman çormanlık kablolar birleştirilmek suretiyle baya saçma sapan bir ezberde duruyor orda. o işi de hallettim mi kendime yeni ne uydursam diye düşünür müyüm diye de çok korkuyorum aslında. ama zaten bu tembellikle tüm bunları yapmak iki ayımı alır gibime geliyor. (samimi itiraf: umarım daha fazla zamanımı alır)

Hiç yorum yok: