20 Ocak, 2008
nişantaşı'ndan hrank dink'e giden yol..
cuma akşamdan konuştuğumuz şekilde, cumartesi öğlen 12 gibi eve gelen mevlüt'le birlikte bişeyler yapalım dedik eylem için. şablon keselim bir tane, vaziyetler müsait olursa eylemde yola yere yaparız.. internetten uzuuun aramalar sonucu, googleda görsellerin 42. sayfasında bir karikatür çıktı karışımıza, dedik budur tamam. az vaktin verdiği sıkıntıyla alelacele kesmeye başladım şablonu.
bu arada da saat oldu 2 falan.. ben hala kesme biçme aşamasındayım.. mevlüt'le farkettik ki, açız. o menemene sevgisini katarken ben de kesme işlemine devam ettim.
eş zamanlı olarak bu işlem sürerken, eyleme gitmek için sevgili cemal ve tuna da geldiler eve, kahvaltını yap, giyin koşarak çık derken saat çoktan 3 olmuştu bile. yoldan alınan gökhan'la toplamda 5 kişi olduğumuz için şişliye gitmek üzere hiçbir taksi bizi almak istemedi:
- arkaya 4 kişi oturmak yasak abi, çeviriyorlar..
- fazladan para veririz abi, yakın mesafe zaten..
(sonradan farkettim ki, aslında rüşvet teklif etmişiz taksiciye..)
neyse sonunda bir taksiciyi bizi almayı kabul etti. 5 kişinin kafasından çıkan 25 sesle, mükemmel bir şekilde yolumuzu uzatarak, bir de inceden trafiğe girerek nişantaşına ulaştık. taksiden inerken taksimetrede yazan tutar 5.75 iken, taksicinin "abi fazla para vericektiniz hani" sesleri eşliğinde adama 5.25 vererek uzaklaştık taksiden ve yürümeye başladık. nişantaşı halkının arasına karışınca farkettik ki, yakalarında hrank dink'in resmini takmış bir sürü insan anma töreninin yapılacağı yerden ters yöne doğru dağılmaktalar..
- bitmiş olm anma töreni !
- abi tebrik ederim kendimizi, güzel oldu ama bi nişantaşı turu atmış olduk.
- ya gidelim yine de, bakalım bi bitmemiştir belki daha.
- tabi tabi..
sesleri eşliğinde ve tabii ki kanatlarını açmış, önümüzde bize liderlik eden tuna yönetiminde anma töreninin olduğu yere ulaştık. bir kalabalık vardı ama yapılan anonslarda dağılmak gerektiği, yolun trafiğe açılacağı söyleniyordu. biz de -muhteşem ekip- agos'un önünde 2 dakika durmak suretiye görevimizi yerine getirdiğimizi sanarak -fakat aslında tırıs geçerek- diğer arkadaşlarımızın yanına "metronun arkasındaki börekçiye- ulaştık. çaylar içildi, sohbetler edildi. hop ordan taksime doğru geri dönüldü.
yani aslında muhabbetin en başında dediğimiz gibi, bir nişantaşı taksim turu atarak evlere dağılındı.
ve eve geldiğimde buket'in söylediği şu cümle tüm durumun özetidir bence.
- abi ben sadece senin tembel ve son dakikacı birisi olduğunu sanıyodum ama ekipçe öylesiniz bence. bi kahvaltı edelim, bir de üstüne sigara içelim balkonda diyerek zaten geç kalınmış anma törenine mi gidilir..
imza: köşe yazarcısı cakancakmak
20 ocak 2008/pazar 08:51
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder